17 Temmuz 2008 Perşembe

yalnızca gittin...

Yaşamaktan korkuyorum , acılardan. Belki de sana böylsi güvenmem , bağlanmam da ondan. Benim sevdiğim , sen değilsin demir atabildiğim , dalgalardan korunduğum bir liman belki , kim bilir. İşte bu yüzden , sen gidince böylesi yıkıldım , tükendim. Ben bütün dalgalara açık , küçük bir sandaldım , sen'se bir liman benim için , bir dalgakıran. artık her dalgada alabora olabilirdim ; yorulabilirdim bu denizde , yorulup batabilirdim. Başka bir geminin dalgasına yalpa yapıp kendimi kaybedebilirdim.

Sen gittin...

O alışılmış sular çekildi altımdan. Şimdi bilmediğim bir denizde , bilmediğim bir gök yüzünün altındayım. Elimde bir pusulam var yine de , sevinmelimiyim? Hangi yöne gideceğimi bilmediğim halde........?

Sen gittin...

Kim çekiyor şimdi kürekleri , hangi yöne gidiyorum ; bilmiyorum. Başka bir gök yüzünün altında , isimsiz bir oyuncu hikayede , küreklere asılıyor. Hiç bir soruma cevap vermiyor , ve neden bana böyle düşman. Bu dalgalar! Yoruldum artık , batmam an meselesi... Güvendiğim demir attığım liman , nerede , hangi yöndesi? Derin bir soluk almaya -ölesiye- ihtiyacım var...

Neredesin sevgilim , gökyüzüm nerede? yıldızlarım vardı gök yüzümde , salıncak kurduğum ve bir ay doğardı gecelerime , ışığında şiirler yazardım...

Sen gittin....

Umutlarım vardı benim , anımsıyorum. yaşlı bi balıkçıyla balığa çıkardık. Ay ışığında ağ atarken , yanık türküler söylerdi. Umudum balıklardı , umudum yosun kokulu ağlardı.

Balıkçının şimdi ; yeni bir teknesi var , yine ağ atıp , yine türkü söylüyor.. ve her akşam eskisi gibi . sarhoş oluyor...

Ve ben... Denizin ortasında , yosun kokusuna hasret... Bu sular tanıdık değil. Kürekçi tanıdık değil. Ben , kendimi bile tanıyamaz oldum...

Sen gittin...

Sen gittin...

Ve ben bittim....



31.12.2006

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sen gittin,
ve ben bittim,
"yanlızca gittin..."